Bilgisayar, telefon, internet gibi teknolojik araçlar giderek daha fazla çocukların ve ailelerin yaşamına giriyor. Bu ortamda büyümenin çocukların psikolojik gelişimine ve genel olarak insanın evrimine nasıl bir etki yapacağına ilişkin araştırmalar yeni olmakla birlikte giderek gelişen bilgisayar teknolojisinin çocukların gelişimi üzerine etkilerini inceleyen araştırmalar artıyor. 

Ebeveynler,  çocukların bilgisayar ve internet kullanımı konusunda genel olarak kararsız kalıyorlar. Bir yandan çocukların geleceğin teknolojisinden geri kalmamasını ister ve çocuklarının bu teknolojiye kendilerinden daha fazla hakim oluşundan gurur duyarken bir yandan da çocukların giderek daha fazla zamanlarını siber ortamda geçirmesinden dolayı kaygılanıyorlar.

Yapılan çalışmalar tehlikeler konusunda bilinçli davrandığı sürece bilgisayar ortamının çocuğun gelişimini olumlu etkilediğini gösteriyor. Özellikle ergenler interneti;  iletişim, dersler, eğlence amaçlı olarak yaygın biçimde kullanıyorlar. Bilgisayar üzerinden kurulan iletişimin gençleri yalnızlığa ve sosyal izolasyona iteceği yönündeki kaygılara yer olmadığı ortaya çıkmış durumda, çünkü internetteki sosyal etkileşimin gerçek yaşamdaki sosyal etkileşimi azaltmayıp arttırdığını gösteren çalışmalar var. Düşünüldüğünün tersine gençler internet sayesinde uzak yerlerde yaşayan arkadaşları ile iletişimlerini sürdürüyor, haberleşmeye devam ediyorlar. Araştırmalar gösteriyor ki internet ortamında daha sosyal olan çocuklar aynı zamanda arkadaşları ile daha fazla buluşan ve yüz yüze görüşen çocuklar. Çocuklar için sosyal ilişkiler önemli olduğu ölçüde internette de dışarda da daha çok sosyalleşmeye devam ediyorlar. Bu biraz da çocuğun kişiliği ile ve daha da önemlisi cinsiyeti ile bağlantılı. Özellikle kızların interneti daha çok sosyalleşme amaçlı kullandığı biliniyor.

  

Aile üyeleri ile ilişkiler için de aynı şey söylenebilir. Internet, görüntülü konuşma gibi olanaklar ailelerin başka şehirde ya da ülkede yaşayan yakınları ve çocukları ile sürekli ilişki içinde olmasını sağlıyor. Internetin ve bilgisayarın aile bağları üzerinde önemli bir etkisi olduğu söylenemez; çünkü eğer aile bağları güçlü ise bilgisayar ve internet aile üyelerinin etkileşimi için bir alan da oluşturabiliyor. Bunun için ebeveynlerin de bilgisayar ve internet kullanımını öğrenmeleri gerekiyor. Böylece çocuklarını daha iyi takip edebiliyor, çocuklarının bilgisayardaki aktivitelerine, hatta oyunlarına katılabiliyorlar. Burada önemli olan ebeveynlik becerilerini bu alana taşıma gereği konusunda farkındalık kazanmaları.

Internetin ve bilgisayarın çocukların yaşamında diğer aktivitelerin yerini aldığını söylemek zor. Yapılan çalışmalar internetin en çok televizyon seyretme zamanını azaltıcı etkisi olduğunu göstermekte.  Ailelerin tıpkı çocuklarının televizyon seyretmeye ayırdığı zamanı ve seyredebileceği programları kontrol ettikleri gibi çocuklarının bilgisayar kullanımını da düzenleyen kurallar getirmeleri gerekiyor. Çoğu zaman bu konuda sorun yaşanmamakla birlikte ailede ya da çocukta zaten var olan sorunlar bu düzenlemeyi yapmayı zorlaştırabiliyor. Örneğin, çocukta dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ya da depresyon gibi psikiyatrik sorunlar olduğunda;   bilgisayar oyunları bağımlılığının daha sık ortaya çıktığı ve ailelerin çocuğu kontrol etmekte daha çok zorlandığını biliyoruz. Akademik sorunu zaten olmayan çocuklarda bilgisayar ders başarısını etkilemiyor. Hatta özellikle kızlar daha fazla olmak üzere dersler için interneti daha çok kullanıyor ve bilgi kaynaklarını genişletmiş oluyor. Buna karşılık  okula gitme ve ders çalışma ile ilgili sorunu önceden beri var olan çocukları bilgisayar,  akademik açıdan olumsuz etkileyebiliyor ve notları daha da düşebiliyor. Bu grup çocukların tek sorunu bilgisayar ya da internet değil;  ya da sorun buradan kaynaklanıyor diyemeyiz. Bilgisayar ve internet kullanımında probleme neden olan altta yatan sorunların çözümlenmesi için psikiyatri uzmanlarına başvurmaları gerekiyor. 

Bir başka risk grubu da şiddete yatkınlığı olan çocuklar;  bu grupta şiddete yönelik oyunların daha fazla tercih edildiği ve bu oyunları uzun süre oynama sonrasında gerçek yaşamdaki şiddet davranışlarının arttığı gözlemlenmiş. Ancak burada da doğrudan bir nedensellikten söz edemeyiz, araştırma bulguları oyunların şiddeti arttırdığı değil şiddete yatkınlığı olanların bu tür oyunları daha sıklıkla seçtiği yönünde sonuçlar ortaya çıkarmakta.

Bilgisayar oyunları ve internetin çocukların apolitik olmasına neden olacağı görüşü geçerli değil, tam tersine internet sayesinde çocuklar dünyada gelişen olaylardan çok daha fazla haberdar oluyorlar, gruplara katılıyorlar, düşüncelerini paylaşıyorlar. Yine bazı oyunların çocukların tarih, ülke yönetimi, mitoloji, çevre bilinci gibi birçok konuda erişkinlerden çok daha fazla bilgi sahibi olmasını sağladığını da görmezden gelemeyiz. Bu şekilde yetişen çocuklar daha geniş bir çevre bilincine sahip olacaklar ve politikayı daha geniş anlamıyla, evrensel boyutta algılayıp katılacaklar gibi görünüyor.

Bilgisayar oyunlarının çocukların bilişsel gelişimini nasıl etkilediğine yönelik çalışmalar bilgi işlem süreçlerinin sözelden görsele doğru değişmekte olduğunu gösteriyor. Bilgisayar oyunlarının çocukların özellikle görsel, uzaysal zekasını olumlu etkilediği, görsel dikkati artırdığı gösterilmiş. Son yüzyılda ortalama zeka düzeyindeki genel artışın teknolojinin gelişimi ve çevresel uyaranların böylece zenginleşmiş olması ile ilişkili olduğunu ileri süren görüşler var.

Bütün bu olumlu etkilerine karşılık televizyon, bilgisayar gibi görsel medya araçlarının çocukların hayal gücünü ve yaratıcılığını olumsuz etkileyeceğine yönelik kaygılar da var. Bir masal ya da roman okurken kişinin yaratıcılık özelliklerinin çok daha fazla uyarıldığı, okuduğu şeyi görsel olarak kafasında canlandırmanın çocukların hayal gücünü geliştirdiği buna karşılık hayal gücüne pek yer vermeyen görsel medya araçlarının insanın yaratıcılık yönünün gelişimini engelleyeceği kaygısı da günümüzde üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Bu yüzden çocukları okumaya da teşvik etmek, bu konuda örnek oluşturmak, okumak, tartışmak, sorular sormak ve böylece onların sözel becerilerini ve yaratıcılıklarını geliştirmelerini desteklemek ailelerin yapabileceği şeylerden birkaç tanesi. Çocukların müzik ve sporla ilgilenmeleri için olanak sağlamak, birlikte doğa gezintilerine çıkmak, doğayı gözlemlemek, gözlemledikleriyle ilgili soru sormalarını ve araştırmalarını desteklemek de yaratıcılığı geliştirmek açısından önerilen diğer yöntemler.

Şu anda eski nesle göre dünyadan daha çok haberdar olan, bilgiye kaynaklarına ulaşmayı daha iyi bilen, sosyalleşme olanakları daha fazla olan bireyler yetişiyor. Bu açıdan internet ve bilgisayarın çocukların yaşamı ve gelişimine önemli pozitif etkileri var. Ancak yine araştırmalar ergenlerin internet ortamında kendilerini korumaları gerektiği konusunda yeterince bilinçli davranmadığını, çoğunun kendi kimliğini gizleme gereği duymadığını, tanımadığı kişilerle görüşmekte sakınca görmediğini gösteriyor. Ailelere bu açıdan önemli rol düşüyor, aileler bir an önce internet güvenliği konusunda bilinç kazanmalı, çocuklarıyla internetin olası tehlikelerini konuşarak ailecek ne tür önlemler alabileceklerini planlamalılar.

Bunu yapabilmek için de bilgisayar kullanmayı ve interneti öğrenmeleri gerekiyor. Bu durum ailelere yeni bir yük getiriyor gibi görünse de anne babaların gelişimi açısından da teknolojiye hakim olmak önemli;  çünkü teknolojinin hızlı gelişimi kısa süre sonra bu teknolojiden uzak kalanların gündelik yaşamda zorluk çekeceklerini düşündürüyor. Anne babalar çocukları sayesinde teknolojiden kopup çağdışı kalmaktan da böylece kurtulabilirler.