Ergenlik dönemi bedensel değişikliklerle başlayan ve gencin sosyal açıdan erişkin yeterliliğini kazanması ile sonlanan bir dönemdir.  Ergenliğin yaş sınırları toplumlar arasında büyük farklılıklar göstermektedir.  Günümüzde kişinin “kendi ayaklarının üzerinde durabilen, ekonomik ve sosyal üretkenliğini kazanmış bir erişkin birey” kabul edilmesi uzun bir eğitim dönemini gerektirmekte ve bu durum ergenliğin bitiş yaşını yirmili yaşların sonlarına doğru uzatmaktadır. Gençlik dönemi de diyebileceğimiz bu uzamış ergenlik dönemi bireylerin fiziksel ve psikolojik açıdan erişkin özellikleri kazandıkları ancak sosyal açıdan henüz erişkin özellikleri kazanmadıkları bir dönem olarak kabul edilebilir. Gençlerin bir yandan erişkin olup bir yandan olmaması durumu bu dönemde yaşanan karmaşayı arttırmaktadır.

Ergenlik dönemi ile ilgili yapılan çalışmalar bu dönemde ergenin dış görünüşü önemli biçimde değişirken asıl büyük değişikliklerin beyinde meydana geldiğini, ergenlik döneminin beyin gelişimi açısından bir “kritik dönem” olarak kabul edilmesi gerektiğini göstermektedir.  Bu dönemde beyinde ortaya çıkan değişiklikler ergenleri hayata hazırlarken bir yandan da risk alma olasılığını arttırır. Ergenliğin erken dönemleri duygusal yoğunluğun arttığı,  heyecan arama, yenilik arama davranışlarının daha belirginleştiği dönemler olabilir.  Ancak süreç içerisinde beyinde ortaya çıkan olgunlaşmanın de etkisiyle ergenler duyguları ve düşünceleri arasında denge kurabilir ve davranışlarını daha iyi düzenleyebilir hale gelirler.  Ergen beyninin esnekliği bu dönemi değişim ve gelişim açısından çok önemli bir dönem haline getirir. Bu dönemde ergenlerin doğru yönlendirilmesi, çevrelerinde olumlu rol modelleri bulması,  akran ilişkileri ile aile ilişkilerini dengeleyebilmesi son derece önemlidir.  Ergenin ve ailenin bu dönemin gelişimsel özelliklerini daha iyi tanıması bu sürecin ergenin sağlıklı bir erişkine dönüşümüyle sürmesi açısından çok önemlidir.

Aşağıdaki rehber ergenlikte ortaya çıkan değişimleri özetlemek ve ailelere yol göstermek amacıyla Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç tarafından hazırlanmıştır.  Ayrıca konuyla ilgili bilimsel yayınları ve medyada yer alan yazılarına “Yayınlar” bölümünden ulaşabilirsiniz.

ERGENLİK REHBERİ 

Ergenlik döneminin başlangıcı da,  sonlanması da kişiler arasında farklılıklar gösterir. Bazı ergenler daha erken yaşlarda bedensel olarak gelişmeye başlarken bazıları daha geç gelişir. Kızlar genelde ergenliğe erkek çocuklara göre bir yıl önce girerler. Ancak hem kızlar arasında hem erkekler arasında genetik ve beslenme özelliklerinden kaynaklanan farklılıklar olacaktır. Bu farklar ergenlik döneminin yaş sınırlarının oldukça esnek olmasına neden olur.

Genelde kızlarda ergenliğin başlangıç yaşı 11-13 iken erkeklerde 14-16 yaşları arasında değişir.

Hızlı fiziksel değişmin başlaması ile birlikte ergenin değişen bedenine ruhsal olarak uyum yapma süreci başlar. Bedensel gelişime ilişkin değişiklikler farklı hızlarda ve sırada ortaya çıkabilir. Bu bireysel farklılıklar ergenin toplumsallaşma sürecini etkiler.  Erken ergenlikteki sorunlar genelde bu süreçle ilişkili olarak ortaya çıkar.

ERGENLİKTE ORTAYA ÇIKAN BEDENSEL DEĞİŞİKLİKLER   

  • Hızlı boy uzaması (kızlar için ortalama  11 yaşında, erkekler için ise 14 yaş civarında hızlı boy uzaması dönemi başlar. Ergen kısa sürede 10-20 cm.kadar hızlı biçimde uzar.
  • Bu dönemde vücut oranları değişir. Önce eller ve ayaklar büyür,  kollar ve bacaklar uzar. Yüz kemikleri belirginleşir.
  • Erkeklerde ses değişir, çatlar ve kalınlaşır.
  • Vücut yağ dağılımında cinsiyete özgü değişiklikler ortaya çıkar, kızlarda basen bölgesi genişlerken erkeklerde göğüs bölgesinde genişleme olur.
  • Erkeklerde kas gelişimi hızlanır.
  • Ciltte yağlanma artar. Bu yağlanma sivilcelerin ortaya çıkmasına neden olur.
  • Kız ve erkek tipi kıllanma başlar.
  • Cinsel organlarda cinsiyete özgü değişiklikler ortaya çıkar.

 

BEDENSEL DEĞİŞİKLİKLERE BAĞLI OLARAK SIK GÖRÜLEN PROBLEMLER

  • Sakarlık: Kol ve bacakların ani uzaması, kas gücündeki değişiklikler ergenin hareketlerini kontrol etmesinde zorluklar yaratır.
  • Boy uzaması ile ilgili kaygılar: Ergenlik döneminde aynı yaştakı çocuklar farklı hızlarda ve zamanlarda uzarlar. Bu durum kendilerini diğerleri ile kıyaslamalarına ve gelişimleri ile ilgili kaygılar yaşamalarına neden olur.
  • Vücuttaki ani değişikliklerin, göğüslerin gelişiminin çevreden farkedilmesi kaygısı bazı ergenlerin bedenlerini gizleme çabası içine girmesine, kambur durmaya veya bol giysilere yönelmesine neden olur.
  • Yeme bozuklukları: Toplumun güzelliğe ilişkin normlarına uyma çabası bazı ergenlerin aşırı katı diyetler yapmasına ve fiziksel gelişimi durma noktasına getiren yeme bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
  • Sesi gizleme: Seste ortaya çıkan çatlama bazı gençlerin bu durumdan rahatsızlık duymalarına ve seslerini gizlemek için konuşmaktan kaçınmaya başlamasına neden olabilmektedir.
  • Cinsel gelişimin gecikmesi ile ilgili kaygılar: özellikle fiziksel ve cinsel gelişimi daha geç olan gruptaki gençler kendilerini yaşıtları ile kıyasladıklarında gelişimlerinin gecikmesine ilişkin kaygılar yaşarlar, kendilerine ve cinselliklerine ilişkin kuşkular duymaya başlayabilirler.
  • Aşırı kendinin farkındalık hali ve buna bağlı sosyal çekilme: hızlı değişim dikkatin bedenine ve kendisine yönelmesine neden olur. Bazı gençler aşırı derecede kendilerini kontrol etmeye, bütün gözler kendi üstlerinde gibi hissedip rahatsızlık duymaya başlarlar.

 

ANNE –BABALARIN BEDENSEL GELİŞİM SÜRECİNDE ORTAYA ÇIKAN SORUNLARA İLİŞKİN TUTUMLARI NASIL OLMALIDIR?

  • İletişim kanallarını açık tutmak ve gelişim süreci ile ilgili konuşmak gerekir. Aynı cinsiyetten ebeveynin kendi gelişimsel sürecinden, hangi yaşta ergenliğe girdiğinden, ne tür kaygılar yaşadığından da örnekler vererek konuşması genelde genci rahatlatır.
  • Bu dönemde vücut hijyeni önem kazanır. Gence uygulayabileceği pratik öneriler vermek, gereksinim duyduğu araçları alması ve kullanması için yol gösterici olmak gerekir.
  • Ergenlik döneminde özellikle kalori gereksinimi artar. Gencin gelişen kemikleri daha fazla kalsiyum içeren besinler almasını gerektirir. Özellikle hızlı uzama döneminde erkeklerin günde  2800, kızların ise 2400 kkalori  alması önerilmektedir.
  • Bedensel yapıya uygun spora yöneltmek.  Bedensel gelişimi en iyi destekleyen araç düzenli biçimde uygulanacak fiziksel aktivitelerdir.
  • Gence sağlığını koruma konusunda söylevler vermek yerine anne babanın sağlıklı yaşam fikrini bizzat uygulayarak örnek olması daha etkilidir.

 

BİLİŞSEL GELİŞİM

Gencin düşünce alanında ortaya çıkan değişiklikler bu dönemin en önemli özelliğidir. Ergenlik dönemi, bu dönemde beyinde ortaya çıkan değişikliklere bağlı olarak kişinin  çocukluğa göre daha geniş ve çok boyutlu düşünebilmesini sağlayan bir değişim geçirdiği ve sonuçta erişkin tipi düşünce becerisi kazandığı dönemdir.

Bu dönemde çocukluktaki somut düşünmenin yerini soyut düşünme becerileri alır. Böylece genç:

  • Eğer soruları sorar, farklı olasılıklar üzerinde düşünür.
  • Soyut kavramlar üzerinde düşünür.
  • Kendi düşünceleri üzerinde düşünür
  • Başkalarının görüş açısını anlayabilir.
  • Aynı kavramın yanında ve karşısında olarak tartışabilir.
  • Olasılıklar üzerinde düşünebilir.
  • Sosyal biliş gelişir. Farklı durumlarda farklı tutumlar sergileyebilir.

 

SOYUT DÜŞÜNCE BECERİSİNİN GELİŞMESİ İLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR:

  • Gençler ideali hayal edebilir duruma geldiklerinde içinde yaşadığı gerçekliğin ne kadar idealden uzak olduğunun da ayırdına varırlar. Bu durum onların içinde yaşadıkları sisteme, aileye, topluma karşı daha eleştirel ve sorgulayıcı bir tutum takınmalarına neden olur.
  • Gençler kendi değer yargılarını geliştirme sürecinde daha önceden öğrendikleri doğruları, kavramları sorgulamaya başlarlar. Şüphe ve güvensizlik ortaya çıkar.
  • Felsefi konular gencin ilgisini çekmeye başlar. Hayatın anlamı gibi konularda düşünmeye tartışmaya başlar.
  • Varoluşsal şüpheler, politik sorular, ahlaki konularda sorgulamalar ortaya çıkar,

 

Bu sorgulamalar ve tartışmalar gencin anne babası ve ebeveynleri ile tartışmalarına neden olur. Aynı fikirleri farklı yönlerden ele alıp tartışabilme becerisi gelişmiştir. Bu nedenle karşı tarafa zıt fikirler ileri sürebilir ve düşünme becerisi ile erişkinleri zorlamaya başlar. .

Kendi kimliği ile ilgili sorular sorar, “ben kimim” sorusu gündeme gelir. Başkalarını eleştirirken kendisini de eleştirir.

 

ANNE-BABALARA DÜŞÜNCE GELİŞİMİNİ DESTEKLEME ÖNERİLERİ:

Ergenlik döneminde ortaya çıkan düşünme becerisi desteklenmesi gereken bir özelliktir. Genç mantık yürütmeyi, sorgulamayı, plan yapmayı, başkalarını görüş açısını anlamayı bu yolla geliştirecektir. Bu yüzden anne babaların gencin yeni gelişen becerisini desteklemesi gerekir.

  • Gencin fikirlerini sabırla dinlemek, görüşlerine değer verdiğinizi belirtmek önemlidir. Gencin sizin inançlarınıza karşı çıktığı durumlarda kendi inançlarınızı sakin ve mantıklı bir şekilde savunmaya hazır olmalısınız. Sizinle inançlarınız konusunda tartışması her zaman size katılmadığı anlamına gelmeyebilir.
  • Gencin kendi beğenilerini ve değer yargılarını geliştirmesini destekleyin.
  • Planlama becerilerini geliştirmesini destekleyin, bu konuda örnek olun.
  • Düşünceler-duygular ve davranışlara farklı yaklaşın, unutmayın ki “İnsan herşeyi düşünebilir, ancak düşündüklerinden değil yaptıklarından sorumludur”. Bu ayrımı yapabilmeniz gencin de sorumluluk alanını netleştirebilmesine yardımcı olacaktır.

 

SOSYAL DUYGUSAL GELİŞİM

Kimlik kazanımı ergen için en öncelikli konulardan birisidir. “Ben kimim” sorusuna yanıtlar arar.

  • Özerklik kazanma gereksinimi artar, ebeveyn otoritesine karşı çıkar
  • Arkadaşların önemi artar
  • Karşı cinse ilgi duyar, duygusal ilişkiler kurulur
  • Örnek aldığı, idealize ettiği kişilere benzeme çabası olur
  • Kendi akran grubunun normları genç için büyük önem taşır.

 

Bu dönemde anne ve baba ile ilişkilerde de değişiklikler olur. Gençler gündelik sıkıntılarını duygularını ve sorunlarını daha sıklıkla anneleri ile paylaşırlar. Baba ise geleceğe yönelik planların paylaşıldığı, fikir tartışmalarının yapıldığı, özellikle erkek ergenlerin kendisini kabul ettirmeye çalıştığı kişidir.

 

SOSYAL DUYGUSAL GELİŞİMİ DESTEKLEMEYE YÖNELİK ÖNERİLER

Gencin kendi kararlarını vermesini destekleyin, doğru karar vermek için yöntem önerin, kendi düşüncenizi anlatın, sonuçları anladığından emin olduktan sonra seçimlerini kendi yapmasını destekleyin.

  • Benimsemesini istediğiniz davranışlar konusunda örnek olun
  • Bir miktar mesafeye gereksinimi olduğunda buna saygı gösterin.
  • İyi bir arkadaş çevresi oluşturma ortamı sağlayın, arkadaşlarını tanıyın.
  • Övgüde ve eleştiride aşırıya kaçmayın, kişiliğe değil davranışa odaklanın
  • Olumlu davranışlarını övün
  • Size yanlış gelen davranışları çok hayati bir hataya neden olmuyorsa fikrinizi söyledikten sonra kendi kararına bırakın.
  • Hayati hataları mutlaka engelleyin.
  • Kendi beklentilerinizi dürüstçe ortaya koyun ancak her koşulda sevginizin süreceğini de belirtin.

 

CİNSEL GELİŞİM

  • Ergenlik, cinsel uyanış dönemidir, cinsel duygu ve davranışlar üzerindeki baskının biraz azalması gerekir.
  • Biyolojik gelişim süreci toplumsal değer yargıları çerçevesinde anlamlandırılır.
  • Cinsel rollerin kazanılmasında model alma önemli rol oynar
  • Karşı cinsle arkadaşlıklar kişinin cinselliğin yaşamındaki yerini farketmesi ve cinsel rolleri hayata geçirmesi için yardımcı olur
  • Genç bu dönemde sevginin farklı biçimleri olabileceğini öğrenir.

 

CİNSEL GELİŞİM İLE İLGİLİ SORUNLAR

  • Cinselliğin toplumsal değer yargıları çerçevesinde baskılanması gereken bir özellik olarak algılanması, utanç ve suçluluk duygularının cinselliğe ilişkin duygularla birlikte yoğun biçimde ortaya çıkması sonucunu doğurur.
  • Cinselliğin yalnızca fiziksel yönüyle algılanması, duygusal yakınlaşmanın eşlik etmediği ilişkilerin genci zedelemesine neden olur.
  • Gencin akranları tarafından kabul görmek amacıyla hazır olmadığı ilişkiler yaşaması kendi benlik saygısını olumsuz etkiler.

 

CİNSEL GELİŞİMİ DESTEKLEMEYE YÖNELİK ÖNERİLER

  • Gencin cinsel konularda doğru bilgilenmesine uygun koşulları desteklemek.
  • Olumlu cinsel rol modeli örnekleri sunmak
  • Kendisinin ve bedeninin değerli olduğunu ve gereğinde “hayır” demesini öğretmek
  • Cinsellik konusunda kendi değer yargılarını oluşturmasını desteklemek, hazırlıklı olmasını sağlamak.
  • Uygun karşı cins ilişkilerine destek olmak, uygun bulmadıkları konusunda fikirlerini açıkça söylemek ancak son kararı gence bırakmak gereklidir.
  • Karşı cinsle normal arkadaşlıklar, grup içi arkadaşlıklar kurması gencin “özel arkadaşlıklar” kurmak için ön hazırlık yapmasını sağlar. Bu nedenle karışık gruplar içinde yer alabileceği faaliyetleri desteklemek gereklidir.

 

KİMLİK GELİŞİMİ

  • Gencin “ ben kimim” sorusuna yanıt arama süreci sonunda kendisi, ilişkileri ve yaşam biçimi ile ilgili iç tutarlılığa sahip bir kendilik teorisi oluşturmasıdır. Kendisinin nasıl bir insan oluşturduğuna ilişkin kuramlar geliştirir, bu kuramları dener, değiştirir ya da bunlara uymaya çalışır. Kendine bakışı giderek bir bütünlük ve süreklilik kazanır.
  • Kimlik duygusuna paralel olarak bir dünya görüşü geliştirir ve bu çerçevede kendi değer yargılarını oluşturur.

 

Bu gelişim süreci gencin zaman zaman kararsızlıklar yaşadığı, anne-babanın alışık olduğundan çok farklı davranış biçimleri sergilediği, deneyler yaptığı bir dönem olabilr. Bu dönem genellikle gencin erişkin tipi sorumluluklar almaya başlaması, yani ekonomik açıdan ve duygusal açıdan bağımsızlığını kazanması ile sona erer. Gençler bu olgunluğa farklı yaşlarda ulaşırlar. Özellikle de eğitim sürecinin uzaması gençlerin sorumluluk alma yaşının giderek daha ileri atılmasına, daha uzun süre anne-babaya ekonomik açıdan bağımlı kalmasına neden olmaktadır. Ancak anne-babaların bilmesi gereken en önemli konu şudur ki erişkin tipi sorumluluk almaya başladıklarında çoğu zaman gençler kendi anne-babalarına çok benzer kişilikler ortaya koymaya başlayacaklardır. Bir atasözünde söylendiği gibi unutulmalıdır ki “Armut dibine düşer”.