Çocuğun gelişim süreci her zaman bir sıra izler. Önce bir beceri kazanımı için gerekli biyolojik altyapı hazırlanır. Yani beyin, kaslar, kemikler, sinirler bu beceriyi uygulamaya hazır hale gelir. Daha sonra çocuk bu becerisini nasıl, ne zaman, ne şekilde kullanacağını çevreden, özellikle de aileden öğrenir, toplumsallaşır. Çocuğun tuvalet eğitiminin tamamlanması süreci de bu aşamaları takip eder.  Çocuk önce oturma, yürüme gibi motor becerileri kazanmış olmalıdır. Genellikle yürüme becerisinin kazanılması boşaltım sistemine uzanan sinirlerin de bu sistemi kontrol etmeye hazır olacak şekilde olgunlaştıklarının bir göstergesi olarak kabul edilir.

Dil gelişimi açısından çocuk,  tuvalet eğitimi ile ilgili sözcükleri ifade etmeye yeterli düzeye gelmiş olmalıdır.

Aynı zamanda  bebeğin kendisine bakım veren kişilerle olumlu ilişkileri oluşmuş olmalı, onları memnun etme, kendini beğendirme, çevresindeki kişileri taklit etme, onlarla özdeşleşme isteği olmalıdır. Bir yandan da kendini kontrol etme çabası, yani özerklik kazanma çabası içine girmiş olmalıdır.

Bu beceriler yaklaşık 24 ay civarında ortaya çıkarlar ancak tüm gelişim aşamaları konusunda farklılıklar olduğu gibi bu konuda da farklılıklar vardır. Ayrıca endüstrileşme, hazır bezlerin kullanımı, annelerin çalışması gibi faktörlerin günümüzde tuvalet eğitimi yaşını giderek yükselttiği bilinmektedir. Tuvalet eğitiminin tamamlanma yaşı 1950 lerde ortalama 24 ay iken günümüzde tuvalet eğitiminin tamamlanması yaklaşık 30 aya çıkmıştır. 

Tuvaletini tutma yani idrar torbasını boşaltan kasları kontrol etme becerisi çocuğun iki saat kadar kuru kalması ile anlaşılabilir. Bezi kirlenince rahatsızlık duyması bu konudaki duyarlılığının geliştiğinin bir göstergesidir.  Çocuk, çoğu zaman geceleri kakasını yapmamaya başladığında;  gündüz kısa uykulardan kuru uyandığında;  gün içinde iki saatten fazla kuru kalmaya başladığında;  bezine kakasını yaptığında rahatsızlık gösterdiği ya da söylediğinde;  artık tuvalet eğitimine hazırdır. Bu hazırlık yaşı genelde kızlarda 18-24 aylar, erkek çocuklarda ise 20-26 aylar arasındadır.

Anneler çocuktaki bu belirtileri izleyerek onun tuvalet eğitimine bedensel ve psikolojik olarak hazır olduğunu farkeder ve onun konuya ilgisini değerlendirirlerse tuvalet eğitimi sorunsuz biçimde tamamlanır.

Anne baba,  çocuğun bu ilgisini kendilerinin tuvalete gitmesi konusuyla ilgilenmesinden;  onları takip etmesinden;  çevredeki diğer çocukların tuvalete gitmesini izlemesinden anlayabilirler. Çocuk bu döneme girdiğinde ona bir oturak hazırlamak;  oyunlarda bebeklerini, hayvanlarını oturağa oturtmasını sağlamak;  kız çocukların anne ile erkek çocukların baba ile tuvalete girmesine izin vermek;  çocuğun psikolojik hazırlığını pekiştirmek açısından yararlı olur.

Tuvalet eğitimine başlarken dikkat edilmesi gereken bir diğer konu çocuğun yaşamında başka bir değişikliğin olmadığı stressiz bir dönem olmasıdır. Yeni kardeş doğumu;  ev değişikliği;  yeni kreşe başlama;  hastalık dönemleri;  ya da ailede değişikliklerin olduğu,  örneğin, annenin yeni işe başladığı;  yeni bir bakıcının geldiği;  kısacası çocuğun, bir başka konuda yeni bir uyum yapmasının gerektiği dönemler;  tuvalet eğitimine başlamak için uygun değildir. Gerek çocuğun, gerekse annenin rahat ve stressiz olduğu bir dönemde tuvalet eğitimi çok daha kolay olur.

Tuvaleti kullanmayı öğrenirken çocuk aynı zamanda “kendi yaşamını kontrol etme” yönünde önemli bir adım atar. Tuvaleti kullanmak, çocuk için,  “kendi günlük yaşamında başkasının yapamayacağı özgürce bir düzenleme yapmak” için ilk fırsattır. Tuvalet eğtimini “çocuğun yeni bir beceri kazanması” olarak algılamak ve çocuğun da böyle algılamasını sağlamak gerekir. Başarısız olduğu, yani kaçırdığı zamanlara değil;  başarılı olduğu, doğru yere doğru zamanda tuvaletini yaptığı zamanlara dikkat edilmelidir. Başarısı takdir edilmeli, başarısızlığı yani kaçırmaları görmezden gelinmelidir.  Ödüllendirirken maddi ödüllerden kaçınmak, bunun yerine çocuğun becerisini övmekle yetinmek daha uygundur. Mutlaka zaman zaman aksaklıklar kaçırmalar olacaktır. Bu durumlarda çocuk kesinlikle cezalandırılmamalıdır çünkü ceza ile ilgili kaygılar ve cezalandırılmaya karşı duyulan öfke,  tuvalet konusunun bir çatışma alanı,  çocuğa huzursuzluk veren bir konu haline gelmesine ve bu  yüzden de  konudan  kaçınmaya çalışmasına neden olur. Eğer anne çocuğun bu davranışını kendisine yönelik bir tepki gibi algılar ve çocuğa bu şekilde kendisi ile mücadele edebileceği mesajı verirse;  çocuk da bunu öğrenir ve uygular.

Tuvalet eğitiminin çocuğun yeni bir beceri kazanma dönemi olduğunu hiç unutmamak gerekir. Yeni bir beceri kazanırken çocuk zaman zaman zorlanır, başarısız olabilir, geri dönüşler yaşanabilir. Çocuğun başarısız olduğu zamanı görmezden gelip başarılı olduğunda takdir ederek onu ödüllendirmek çocuğun çaba göstermeyi sürdürmesini sağlayacaktır. Ebeveynlerin beklentisi çocuğun özelliklerine ve gelişim düzeyin uygun olmalıdır. Her çocuk kendi içinde değerlendirilmeli, başkaları ile kıyaslanmamalıdır. Örneğin erkeklerin gelişiminin birçok konuda olduğu gibi bu konuda da kızları biraz geriden takip ettiğini hatırlamak gerekir. Kızlar ortalama yirmidört ayda, erkekler yirmialtıncı ayda oturağa ilgi göstermeye başlarlar. Gün içinde iki saat kuru kalma durumu kızlarda ortalama yirmialtıncı ayda erkeklerde yirmidokuzuncu ayda görülür. Tuvalet eğitimi başlandıktan sonra bir anda tamamlanmaz. Bu süreç kızlarda ortalama sekiz ay, erkeklerde on ayı bulabilir. Bu süreçte ailenin sabırlı olması,  zaman zaman kaçırmaların olmasını olağan karşılaması ve çocuklarını desteklemeyi ve cesaretlendirmeyi sürdürmesi gerekir.

Bazı çocukların motor gelişimi, bazılarının dil gelişimi yaşıtlarının gerisinden geliyor olabilir ve bu da tuvalet eğitimine hazır olma durumunu geciktirir. Çocuğun yaşadığı hastalıklar, stresler, ayrılıklar psikolojik hazırlığını yapmasını geciktirebilir. Aile bu konularda duyarlı davranmalı, çocuktan hazır olduğu mesajlarını almadan tuvalet eğitimi için zorlanmamalıdır. Bazı çocuklar ise psikolojik olarak hazır olsalar da, farklı durumlara alışmakta zorlanırlar. Örneğin dokunmaya karşı aşırı hassas çocuklar oturağın bacaklarına dokunma hissinden aşırı derecede rahatsız olup sırf bu yüzden oturağa oturmak istemeyebilir. Bu tür alışma zorluğu olan çocukları aşama aşama alıştırmak, tuvaletini yapmasa da kısa süreli oturağa oturup kalkmasına ve alışmasına zaman tanımak gerekir. Bazen çocuğun daha rahat edeceği oturak ya da adaptörü bulmak için farklı birkaç alternatif denenebilir. Bazı çocuklar yumuşak adaptörlerle daha rahat ederken bazıları oyuncak şeklindeki oturaklarda rahat edebilirler. Oturak seçimini çocukla birlikte yapmak da, çocuğun bunun kendisi ile ilgili bir karar olduğunu farketmesini pekiştirecek bir tutum olur.

Çocuğun tuvalet eğitiminin tamamlanması süreci aşamalı ilerler.  Çoğunlukla önce barsak kontrolü gelişir ve kakasını tutmayı ve uygun yere bırakmayı öğrenir.  Daha sonra gündüz çişini tutma, en son da gece çişini tutma aşamasına geçer. Gündüz eğitimi tamamlandıktan sonra gece çiş kaçırmalar uzun süre devam edebilir. Beş yaşındaki erkek çocukların %50’si geceleri kaçırmaya devam eder.  İlkokul birinci sınıftaki çocukların yaklaşık yüzde on kadarının gece yatak ıslatmaları sürer. Bu sayı ergenlikte yüzde bire düşer.

Genellikle çocuk çişini ve kakasını tutma ve uygun yere bırakma becerisini kazandıktan, buna alıştıktan ve ebeveynlerden olumlu geribildirimler aldıktan sonra bu süreç kendiliğinden devam eder. Ancak stres ortaya çıktığında bu beceri unutulabilir. Stresler geçici olabilir. Bazen çocuk yalnızca yorgun olabilir, oyuna dalabilir ya da tuvalet eğitimi örneğin ishal döneminde aksayabliir.  Kardeş doğumu gibi çocuğun stresinin arttığı durumlarda, kardeşin bezine tuvaletini yaptığını ve temizlik sırasındaki anne bebek ilişkisini görmek çocukların tekrar geri dönme, bebekleşme isteğinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu risk çocuk okul yaşına gelinceye kadar vardır. Yani okul öncesi dönemde tuvalet eğitimi tamamlanmış çocuklarda geri dönüşler olması nadir değildir.  Bu dönemde çocuğun stresinin azaltılması gerekirse tekrar beze dönüp çocuğun stresi azaldığında yeni baştan başlanması uygun olur. Eğer geri dönüş kardeş doğumu ile olmuşsa anne çocuğun yakınlaşma gereksinimi anlamalı ve bu gereksinime uygun yanıt vermelidir. Çocuk 7-8 yaşına geldikten sonra tuvalet eğitiminde geri dönüş çok nadirdir ve mutlaka önemli bir nedeni olduğu düşünülerek bir çocuk psikiyatristinden yardım alınmalıdır.